Tuesday, August 08, 2006

Hatiralar Vadisi








Hatirlar misiniz?

Blog gibi interaktif gunlukler yokken bizler hatira defterlerimizin en guzel sayfalarini sizler icin ayirirdik. Sizlerde:


Bana bu kalbin kadar temiz sayfayi ayirdigin icin cok tesekkur ederim. Sen tanidigim en tatli insansin. Seni tanidigim icin cok sansliyim. Ben seni cok seviyorum arkadasim.

Sepet sepet yumurta
Sakin beni unutma
Unutursan kuserim
Gozlerinden operim

Senin adina birde siir yazdim.

Nasil anlatsam seni ne cok sevdigimi
Ilk harflerine baksana
Lale, gul, papatya
Lacivert, mor, pembe
Ya ya ya sa sa sa Nilly Nilly cok yasa!
imza: Seni cok seven arkadasin .... (bilmem kim)


Sayfanin orasi burasi kalpler, cicekler boceklerle suslenirdi. Sizin de onunde guzel bir resmi olan sert cilt kapakli, bazilari kurdaleli bazilari kilitli olan, icleri renkli sayfalarla bezeli, hatira defterlerinden var miydi? Hala saklayan var mi?






Peki bunu Hatirlar misiniz?

Size bir bilmecem var cocuklar.
Haydi sor, sor, sor.
Ilk ve orta okulda yapilir.
Acaba nedir, nedir, nedir?
Bir ada ve uc sey denince akla..
Tamam simdi buldum.
Hemen onun adi gelir.
Anket, anket, anket!


Hatirladiniz mi? Ilkokul ve ortaokuldan kalma diger bir gelenek. O zamanlar hatira defterinin disinda bir anket defterinin olmasi pek populerdi. Ozenle bir defter secilir. Ilk sayfalarda ozenle secilmis sorular bulunurdu. Sonra bu uslup gelistirilerek cevaplayan arkadaslarin zorlanmamasi icin ayri sayfalara yazilmaya baslandi. Bu sayfalarda defterin ilk basina yapistirilan zarfin icinde muhafaza edildi.

Her sayfasina guzel bir resim yapistirilirdi. Bu resimler gunun moda sarkicilari, artizzzleri ve sporculari, cizgi film kahramanlari gibi resimlerden olusurdu. Benim zamanimda genellikle Micheal Jackson abimizle, Madonna ablamiz olurdu. Resimler genellikle acilinca solda kalan sayfalarda olurdu. Cevaplar sagda kalan guzel sayfalara yazilirdi. Sizde kalin olan sag sayfalara yazmayi sevenlerden misiniz?

Bazen sayfa kenarlari oya gibi islenirdi. Uc tane yanyana cubuk cizilir, sonra bir satir atlanir ve yine uc tane cubuk cizilirdi. Sonra bu cubuklar birlestirilip sac orgusu kivamina sokulurdu. Bilmem hayal edebildiniz mi?
Kalemlerde buyuk onem tasirdi. En guzel kaleminizi secerdiniz. Senetorla yazarsaniz arka sayfaya iz cikardigindan pek hos bir goruntu vermezdi. O yuzden itinayla kalem secilirdi, simlisi, renklisi, kokulusu gibi. Hatta tepesindeki dugmelerle renk degistirilebilen kalemler, renkli tercihlerin en basinda gelirdi. Ya anket sahibi olarak siz temin ederdiniz bu kalemi, ya da yazan kisi zaten ozenli biriyse en guzel kalemiyle cevaplardi.

Birde anketin ilk sayfalari en sevilen arkadaslara ayrilirdi. Eger anket sana kadar ulasmadiysa kotu hissedilir, acaba bu beni sevmiyor mu diye hayiflanirlirdi.

Anketin esas amaci cok hayirli bir ise vesile olurdu. Sorulara verilen yanitlarla kimin neden hoslandigini ogrenip arkadasinizi daha iyi tanimanin disindaki en kutsal gaye kimin kimden hoslandigini ogrenmek olurdu. O anketlerle kac kisi bir araya gelmistir. Gunumuzun chat odalari, copcatan siteleri yokken iste bu sekilde araniz yapilirdi digeriyle.

Onceden cevaplanmis anketlerden digerleri mutlaka kopyada cekilirdi. Senin hoslandigin kisinin en sevdigi sarkici Madonna'ysa otomatikman seninkide o olurdu. Issiz adaya gidilirse goturulecek uc seyden bir tanesi veya en begendigin kiz/erkek sorusunun cevabi senin adinsa iste kim kimden hoslaniyor aleni olarak ortaya cikardi. Anket birine verilirken randevulasilinirdi.

'Sen yarin yaz ve getir cunku yarin Oya'ya verecegim, senden once Cenk yazmisti. Cenk Asli'yi seviyormus... hihihihi. Zeynep dun yazdi. Serkan'a senden sonra verecegim ki gorelim bakalim Serkan senden mi hoslaniyor yoksa Zeynep'den mi...'

Sorulari hatirlayalim birazda.

Kimlik belirleyen klasik sorular:
Adin, soyadin:
Yasin:
Dogum tarihin:
Sac ve goz rengin:
Burcun:
Tuttugun takim:
Ugurlu rakamin:
EN'li sorular:
En sevdigin renk:
En sevmedigin renk:
En sevdigin hayvan:
En sevmedigin hayvan:
En sevdigin uc erkek ve uc bayan sarkici:
En sevmedigin uc erkek ve bayan sarkici:
En sevdigin uc erkek ve uc bayan artist:
En sevmedigin uc erkek ve uc bayan artist:
En sevdigin arkadasin:
En sevmedigin arkadasin:
En sevdigin ders:
En sevmedigin ders:
En sevdigin ogretmen:
En sevmedigin ogretmen:
En sevdigin yemek:
En sevmedigin yemek:
..... diye liste uzar gider...
Copcatanlik kismina yarayacak gelecege dair sorular:
Buyunce ne olacaksin?
Kac cocuk istersin?
Deniz kenarinda mi dagda mi yasamak istersin?
Balayinda gitmek istedigin yer:
Kizsan en begendigin erkek, erkeksen begendigin kiz:
Supriz yapmayi mi supriz yapilmasini mi daha cok seversin?
Sana en cok ne hediye edilmesini seversin?
-ya da-
Bugune kadar aldigin en guzel hediye?
Issiz bir adaya dussen yaninda goturecegin uc sey:


Aklima gelenler bu kadar. Zaten birde en cok soruyu ben sorucam die yirtinanlar na kadar soru varsa bulup sorarlardi. Bu anketler degis tokus yapilip durulurdu. Sizin akliniza gelenler neler?

Ne guzel ne masum seylerimiz varmisda kiymet bilmiyormusuz. Acaba simdiki cocuklar bunlara devam ediyorlar mi diye merak ediyordum. Resimler icin arama yaptigimda bu defterlerin hala satildigini gordum. Sanirim devam ediyorlar. Ama yeni moda yazilari merak ediyorum. Bileniniz var mi?

Kardesimden donerken aslinda o eski hatira defterlerimi, yilliklarimi getirsin istemistim ama bavul agirliklari azalinca getiremedi. Burada yasarken bos anlarimda aklima takilan o garip hatiralarimdan bir tanesi gerceklesti ve ben bulamadan gelip beni buldu. Ilkokuldan bir arkadasim bana ulasinca ne kadar mutlu oldugumu anlatamam. Sagolsun arkadaslik web siteleri! Bu arkadasim yilligimiza bakarak isim isim arama yapmis. Bulduklarina mail atmis. Zaman zaman isimlerini hatirlamaya calisir ve acaba simdi ne yapiyorlar diye dusunurdum. Sasilacak kadar cok isim hatirliyorum. Simalari gozumun onunde geciyor ara sira. Bu arkadasim sessiz, sakin, duygusal ve herkes tarafindan sevilirdi. Benim gibi de biraz sulugozluydu. Bu arkadasim buyumus, Istanbul Devlet Opera ve Balesinde balerin olmus, hatta bu ayin sonunda California'ya bir gosteri icin geliyormus. Su andaki durumum malesef musade etmiyor gidip arkadasimin kugu gibi suzulmesini seyretmeye ama en azindan Myspace'den resimlerine bakip nasil bir hayat yasadigini, kendisini, arkadaslarini tanimaya calisiyorum. Birde blog yazsa cok guzel olacak aslinda.

Hani diyorlar ya internet insani anti-sosyal yapiyor diye, HAYIR yapmiyor. Bakin nasil insanlari birbirine yaklastiriyor. Eski arkadaslarinizla karsilasmaniza, gorusemediklerinizle forward'larlada olsa gorusebilmenize, yeni insanlar, kisilikler tanimaniza vesile oluyor. Boyle icinizden gelenleri yazarak internet ortamina tasiyip kimbilir bilmediginiz kac kisiyle ayni seyleri paylasmanizi sagliyor.

Konu konuyu acip duruyor. Yoksa bu konuyla ilgilide yazacak daha cok seyler var. Ben en iyisi fazla dagilmadan burada noktaliyim.

Resimler
www.kirtasiyeofisi.com.tr
adresinden alinmistir.

Sizde bu siteyi bir ziyaret edin. Belki kiziniza veya oglunuza supriz yapip bir hatira defteri veya anket defteri alir ve bu gelenegin surmesine katkida bulunursunuz.

Sevgiyle kalin.

0 Yorum: