Thursday, July 03, 2008

Haziran Ortasi

Zorlu bir haftadan sonra is icin okyanus kenarina giden kardesimin pesine takildim. Portland'dan Seaside'a 1-1:30 saat icinde gidebiliyorsunuz.

O gun hava Portland'da harikaydi. Gidene kadarda o sekilde devam etti.

Ta ki Seaside'a 5 dakika kala.

Gunluk guneslik gokyuzu kendini sisli ve gri havaya birakti. Okyanusda havanin guzel olmasi zaten cok zor. Bunu biliyordum ama artik Haziran'in ortasi geldigi icin en azindan gunes olur diye umuyordum.

Kardesim ve arkadasi kendilerini Turkiye-Hirvatistan macina kaptirmislardi. Bilgisayardan baktiklari icin ben sadece sesleri dinleyip onlarin tepkilerine gore ekrana bakiyordum.

Bircok kisinin yaptigi gibi bundan sonra birsey olmaz artik diyerek bende izlemekten/dinlemekten vazgecip kendimi okyanus kenarina attim.

Photobucket

Cok genis ve upuzun bir sahile vardigimda hemen ayakkabilarimi cikartip fotograf makinasinin cantasina baglayarak hem ellerime hem ayaklarimi ozgur biraktim.

Top oynayan, ucurtma ucuran, cukur kazip kumdan kaleler yapan, kopegini gezdiren, yuruyus yapan genc-yasli, coluk-cocuk, aile-sevgili veya benim gibi tek basina gezinen bircok kisi vardi.

Ayaklarimi suya soktum ve soguklugun izin verdigi kadar dalgalarla oynastim.

Okyanusun kuzey bati sahilleri haziran ortasi filan dinlemiyor ve huysuz bir cocuk gibi ne biliyorsa onu okuyor.

Hava iyice usutmeye basladiginda ayaklarima yapisan kumlari temizledikden sonra geri donmeye karar verdim.

Burasi kucuk bir sayfiye yeri. Dolayisyla sadece bir tane islek caddesi var. O da oyle cok uzun degil. Birkac restorant, bir iki bar, dondurmaci, hediyelik esya dukkanlarinin disinda carpisan araba, oyun salonu, mini golf gibi seylerin bulundugu eglence merkezi var.

Buralarda benim alistigim yazlik eglencesi, kalabalik, arabayla piyasa yapan gencler, dim tis muzik calan yerler ya da lazer isik showlariyla desibeli yuksek acik hava bar-discosu filan yok.

Bodrum-Marmaris eglencesini gectim, Cinarcik eglencesi bile yok :)

Gerci benimde oyle bir arayisim yoktu.

Kardesimin isi bitttiginde kucuk bir tur attik yine. Bu sefer 'ucundan acuk' gunes gorundu ama pek uzun surmedi. Bizim buralarda hava genelde aksamustune dogru daha cok isiniyor. Okyanusda etkisi daha az oluyormus.

McDonald'sin $1'lik film kiralama kosesinden film Untraceable filmini seyrettik. Film bizim burada cekilmis meger. Bir Hollywood filminde tanidigim, yurudugum, gectigim yollarin olmasi tuhaf geliyor.

Eski Turk filmlerinde de bizim mahallenin oralarda cekilmis goruntuler goruyordum. O da ilginc geliyordu. Hollywood olunca daha baska oluyor. En komigide Portland'dan iki gunlugune ayrilmisken orasi ile ilgili bir film seyretmek tabi :)

Net 2.0 adli filmde Turkiye'de geciyor diye alip seyretmistim. Bol bol goruntu seyretmek ozlemi azaltmiyormus meger, fazlalastiriyormus. Neyse, konudan sapmayayim.

Ertesi gun hava daha degisikti. Ben evden cikip carsiya dogru yururken hava guzel ve gunesliydi. Birseyler yiyip cay iciyim filan derken epey oyalandim. Hava sogumaya baslayinca bir sweatshirt alayim diyerek de ekstra oyalandim.

Sahile indigimde hava iyice kararmaya basladi. Oturdugum yerden fotograf cekerken hafif hafif baslayan yagmur kumun rengini karartmaya baslamisti.

Kalkip geri donene kadar guzel bir yagmur banyosu yaptim. Butun aksam dinmedi.

Yine $1'likdan film kiraladik. Bu sene hic film takip etmemistim. Dizilerden firsat kalmamisti.

The other Boleyn Girl bekledigim kadar super olmasada guzeldi. No Country for Old Man 'da ise uyudum. Ben ki pekoyle film seyrederken filan uyumam ama daha fazla dayanamadim.

Kardesim seyretmeye devam ederken uyku arasinda duyduklarim araba, kopek, vizilti, mermi, kirilmis cam sesiydi. Insan sesi duymadim diyebilirim.

Ben agir aksak giden film sevmiyorum. Odullu filmler neden hep boyle yavas?

Seaside'da iki gun usudukten sonra dondugumuzde ogrendik ki Portland'da hava cok sicakmis... Herkese daral gelmis...

Goruntulerden havanin griligini goreceksiniz zaten. Banner'da gorulen fotografi da Seaside'da cektim ama photoshop'la isik ve kontrast seviyelerini degistirdim. Burdaki goruntulerde de kahve tonlarda gorunenlerde oyle.

Hata verdigi icin videoyu ekleyemiyorum. Linke TIKLAyin.

Her gordugunuze inanmayin yani. Dergilerde gorunca ayilip bayildigimiz yerlerin gerceklerini gorunce hayal kirikligina ugruyoruz ya bazen, iste hep bu yuzdenmis meger.

2 Yorum:

kedi said...

Röportajı sana mail attım
Almadın mı len nilly
Aldıysan niye dönmüyon len nilly
Aldın ve dönmediysen bi çarparım olduun yerde dönersin len nilly

nilly said...

Aldim Biyom ya, firsat olmadi cevap yazmaya.

Diyeceksin ku niye? isteeee oleeee birgun anlatirim elbet :)

Once reklam yapayim dedim. Birde senin sen oldugunu soyleyeip soyeleyemeyecegimi dusunuyordum ama sen burda yazdigina gore soyleyebilecegimi gordum :)