Thursday, May 15, 2008

SANAL ROPORTAJ - Bir Balerinin Hayati / B2



Ece ile roportaja devam~
ISTANBUL'DA, SIMARIK VE UYUYAYAN GUZEL BIR KIZ, KUGU GOLU KENARINDA FINDIK KIRARKEN ICINDEKI HUZUNDEN DOLAYI AGIR ROMAN SOYLUYOR...

N: Istanbul Devlet Bale ve Operasina nasil girdin?

E: Okul bitince baska girip dans edebilecegım Istanbul gibi bir metropolde bir yer olmadıgı icin tek sansımdı. Simdiki kafam olsa yurt dısına cıkar mutlaka company company dolasır, her sınava girer, ister iyi olayım, ister kötu yine de sansımı denerdim. Mutlaka bir yerde, dunyanın bi noktasında benide alıcak bir yer cıkardı.

N: Bugune kadar hangi gosterilerde dans ettin?

E: O kadar cok ki!

Kugu gölu (kisaca hikayesinin anlatildigi link. Arkadasim senin soyadini yanlis yazmislar :(
Fındıkkıran
Carmina Burana
Uyuyan Guzel (zakharova'dan video linki)
Ferhat ile Sirin (efsane ile ilgili bilgi linki)
Emrah ile Selvihan
Romeo Juliette
Giselle
Şımarık Kız
Kesitler
(Ugur Seyrek benim icin Turkiye’deki cok önemli bir koreograftır, onun eseri)
La Bayadere
Içimdeki Hüzün
(genc bir koreograf olan arkadasım Funda Emir’in bir calısması)
Ağır roman(her zaman tek gectigim Aysun Aslan’ın eseri)
Hüsn-aşk (Beyhan Murpy modern bir calısma)
Tatlı Cherty (muzikal)
Batı Yakası hikayesı (müzikal)
Kiss Me Kate (müzikal)
Istanbul (Hulya Aksular’ın harika bır calısmasıdır benim icin)

Ve artık sayısını bile hatırlamadıgım kadar cok opera eserlerindeki bale sahneleri
Unuttuklarim olabilir :)

Resimler
Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nden alinmistir. Bazi gosterilerin isimlerine tiklayarak detayli bilgiye ulasabilirsiniz.

N: En sevdigin hangisi oldu?

E: Kugu Gölü, Agır roman, Kesitler ve Istanbul

N: Performans sergilemek istedigin gosteriler var mi?

E: Icimde cok birsey kalmadı. Keyifliyim. Butun beyaz balelerde dans ettim ama icimde ne kaldı diye sorarsan hayatım boyunca hayalim Romeo Julliet'te Julliet olmaktı. Olamadım, napalım :)

N: En begendigin bale sanatcisi kimdir ve senin icin neden ozeldir?

E: Meric Sumen ve tabiki Hulya Aksular. Ama favorim Ayfer Zeren. Turkiye’de Turk balesi adına gelmis gecmis ve bence hala yeri doldurulamayan, tek gecerim dedigim erkek danscı olarak Oktay Keresteci. Dunyada begendigim o kadar cok danscı varki… Svetlana Zakharova(yanlıs yazmıs olabılırım) ve Polina Semionova yenı jenerasyondan bayıldıklarım.

N: Yeni bir gosteriye hazirlanirken nasil bir calisma duzeni vardir, ne kadar zamanda yeni gosteri hazirlanir?

E: Bır eseri cıkartma zamanı 2 aydır. Once tek tek roller calısılır. Grup dansları, solo partiler…

Sonra koreografıyı ögrenme dönemi ve sonra da temizlik dedigimiz zaman. Solo calısmalarında danscıyı en iyi noktaya cıkarmak ve performansı icin yapılan, grup icinde tabiki aynı sey gecerli ama faklı olan herkesın kac kisi olursa olsun ister iki kişi ister 24 kişi olsun, kolun başın hatta bakışların bile aynı olmasını saglayan temizlik dedigimiz calısma :)

En sonunda da butun bu calısma birlestirilir ve eser ortaya cıkar. Ama eser oynandıktan sonrada iş bitmez. Oynanayacak diger gune kadar yine oynadıgımız rolleri eserin tamamı seklinde degilde, nasıl anlatsam, basrol danscıları ayrı, solistler ayrı calistirilmaya ve cast degisimi varsa diger cast'ı hazırlama calısmalarıni ve grup danslarını repetitorlerimiz ayri ayri calıstırmaya devam ederler.

Eserden bir gun once yada son 2 gun kala akış yani eserin tamamı akarak calısılır. En zoruda 2-3 eser aynı dönem denk gelince olur cunku calısma 2 yada 3 katına cıkar.

N: Bir balerinin gunluk yasantisi nasildir? Her gun calisir mi yoksa gosteri oldugu gunler mi calisilir?

E: Daha oncede bahsettigim gibi hergun en aşagi 8 saat calısma. Sabah egzersız, sonrada eserlerı yani repertuarları (dansları calısmaya repertuar denir) calisiriz.

N: Bir gosteride her balerinin bir yedegi var midir?

E: Turkiye’de yeteri kadar adam olmadigi icin yedegi var. Dunyada cast sistemi var. Yani her danscının bir sonraki gösteride cıkıcak diger elemanı. Mesela promiyerde ilk secilen grup oynar, galada ikinci secilen gibi dusunebilirsin. Bizde basrol ve solist dancılarda cast sistemi var.


Grup bir sakatlık olmadıgı surece yedek kulubesınde oturan 2-3 yeni mezun arkadas oluyor. Onlar o zaman devreye giriyorlar.

N: Perde arkasi nasildir?

E: Eglenceli ve heyecanlı.

N: Bir hata yapildiginda nasil telafi edilir? Daha sonra bununla ilgili bir uyari alinir mi?

E: Tabiki alınır. Sahnede dusmek bir hata degildir, bunu belirteyim. Pointi kayabilir, cukura girmis olabilir. Bu hata sayılmaz ama özellikle grup danslarında şaşırmak hatadır ve uyarı alınır.


Turkiye’de degil ama dunyada bir cok yerde bu durum sözlesme feshine kadar gider. Birde yine dikkat edilmesi gereken bir balerinin point kurdelesinin asla acılmaması gerekir. Kurdele ucları asla dısarda olmamalıdır. Bu da atılma nedeni olabilir. O yuzden sahneye cıkmadan once kurdele ucları dikilir.

N: Balerin ve balet orantisi nasil? Erkek dansci arkadaslarinizin aldigi etkiler/tepkiler neler?

E: Bu benim ve Turkiye’de yerlesmis butun Turk danscıların yaptıgı buyuk bir hata. Balet Fransızca zaten bale demek. Orjinal yazılımı ‘ballet’tir. Dunyada balet dedigin zaman hic kimse erkek dansci olarak algılamaz bunu. Biz Turkler dısında :) Erkek danscı deniyor butun dunyada.

Burada butun kızlar bayılıyor bizim erkeklere. Haklılarda tabi :) Sakası bir yana bizimkiler hayatlarından cok memnunlar. Hem azınlık oldukları icin cok sanslılar, hem danssal anlamda, hem de kadro anlamında.


Yerlesmıs olan gay muhabbetine ben Turkiye’de henuz rastlamadım. Her iş kolunda oldugu kadardır ama tabiki bu sorularla onlarda bizde cok karsılasıyoruz. Ve her seferınde benim cevabım 'siz ne iş yapıyosunuz' oluyor. Karsımdaki mesela 'gazeteci'yim diyor. 'Sizde var mı' diye soruyorum ve yuzde 90 evet cevabı alıyorum. 'Sizde varmıs ama bizde yok' diyorum.


Tabi dunyada sadece gaylerin kurmus oldugu hatta muhtesem diyebilecegım companyler, gruplar var ve harika dans ediyolar!

N: Devlet Opera ve Balesi disinda bu tur gosterileri duzenleyen kurumlar var mi?

E:Su an icin Anadolu Atesini biliyorum. Onun dısında yok.

N: Yurtdisi gosterileri oluyor mu? Ne siklikta?

E: Ben 11 yıllık profesyonel hayatımda 2 kere yurt dısına gidebildim. Biri sende bıiliyorsun L.A turnemız. Birde bu sene Saray Bosna. Benim görev almadıgım bır eserlede arkadaslarım Almanya ve Hollanda’ya gitti. Sence yeterli mi?

N: Bence daha fazla olmali. LA’dekini biliyorum. EastSide adli gosteriyi sunmustunuz.
E: Tek kelimeyle muhtesemdi. Benim ve grup icin cok önemli bir tecrubeydi. Fort Amphi Tiyatrosunda dans ettık. Turk ve Amerikalı seyirci oranını ilk gun icin yüzde 50-50 dıyebilirim . ikincı gun Amerikalı daha cogunluktaydı sanki ama tiyatroyu doldurduk.

N:Buradaki deneyimleriniz nasildi? Seyirci cogunlugu Turk mu yabanci mi?

Cok guzel tepkiler aldık. Aysun Aslan’ın yogun cabası sayesınde olan cok önemli bir olaydır. bu Turk balesi icin. Sevgili Leslie Bates-Buyukturkoglu ve eşi Ajlan Büyüktürkoglu’nunda (Melegin Sirlari Filmi yapimcilari) cok önemli katkıları ve sponsor destegiyle ve davetleriyle bunu anlımızın akıyla başardıgımıza inanıyorum :)

N:Turkiye’deki seyirci ile Amerika’da ki seyirci arasinda bir fark var mi?

Bilincli seyrici hangi milletten olursa olsun her zaman aynıdır. Sahnede ki gosteri ister iyi ister kotu olsun. Calısmaya ve verilen emege saygıyı gösterebilir. Amerikalı'larda öyleydi ve bence cok begeni topladık.

N:Amerika’dayken gosteri izleme firsatiniz oldu mu?

E: Amerika'dayken gösterı izleme konusunda cok sanslıyım, evet fırsatım oldu. Dort arkadas bir kopru altından gecerken zenci bir saksafon calan (ve benim icin hayatımda cok önemlı bir adamdır, sokak muzisyeni demek istiyorum) rastladık ve onunla orada yaklasık 2 saat gecirdik.

Dans ettik, muhabbet ettik ve ilk defa Turk oldugumuza sasırmayıp Turkiye’yi nerdeyse bizim kadar biliyormus derecesinde kulturlu ve Istanbul’un her kösesini soran muhtesem bir adamdı. 60 yasının ustundeydi tahminimce. Adını maalesef hatırlayamıyorum Tom yada Tony’di sanırım. O da bizden o kadar keyıf aldıki o bile bizden ayrılmak istemedi.

Bizi aksam Hollywood Bowl’da (belirtmek isterim dunyanın en buyuk acık hava sahnesidir kendisi) konsere cagırdı.

Bizde ondan ayrıldıktan sonra hemen otele gidip toparlandık ve gittik konsere. Onu göremedik ama nerdeyse 30,000 kişiyle (Afrikan-Amerikan demek daha dogru) hayatımda bir daha belki yasayamayacagim bir konser izledim.

Bizim yerimiz orta sıradaydı. Sahneyi nokta kıvamında görsek bile önemli degil. Turkiye'ye dondugumde burada jaz muzik yapan arkadaslarıma bunu anlattıgım zaman hepsi kıskanclıkla dinledi diyebilirim.
Devam edecek...

6 Yorum:

Ebruli said...

B2 de; B1 kadar kadar güzeldi... Teşekkürler Nilly...
Devamını bekliyoruz Ece...

Demet said...

Harikasin Nilly ya, süpersin! :) Bu projene bayildim.
Bu arada döndüm artik eve, en yakin zamanda ödevimi yerine getirecegim ;)

nilly said...

Ebruli tesekkurler. Bir bolum daha kaldi. Bir kac gun sonra onuda eklerim.

Demet'im, yuvaya hosgeldin :) Telas icinde gecirdiginiz zamanlari yazacaksin di mi ;) Bu projeyi bende sevdim. Link eklemek biraz vakit aldigi icin biraz uzun ara oldu ikisi arasinda. Odev icin ne zaman musait olursan o zaman uygundur. Optum.

Anonymous said...

ilginç fikirler geliştirmene bayılıyorum nilly.. uğradığın için tşkler sayfama.. dağdaki evi soruyorsun hrlde.. alt kat zaten bitmişti, çevre düzenlemesi de epey tamamlandı, çok sık olmasa da kalıyoruz yeni evde.. sevgiler...


yalnız kraliçe

Anonymous said...

ismimle yorum gönderemiyorum nillimm. o nedenle isimsiz oldu bu kez..

yalnız kraliçe

nilly said...

Tesekkurler kralicem :)evet, dagdaki evi sormustum. Bir ara resmimlerinin koymustunuz. Ben de hayaller kurmustum :)