Monday, November 06, 2006

Herseyden Birseyler

Sayin Ecevit hakkin rahmetine kavusmus. Allah rahmet eglesin. Boylece bir tarih daha sayfasini kapatmis oldu.

Bugun calismadim ve kizlardan biriyle bulustum. Cunku diger ikisi Seattle keyfi yapmaya gitmisler. Bizde Bursalimla Saturday Market'e kadresimin yanina gittik. Yagmur iki gundur ic durmadan yagiyor. Dun mall insan seline ugramisti. Window Shopping yani vitrin gezenlerle doluydu. Ara ara cok yogunlastik. Biz musterilerin saclarina sekil verirken seyircilerimizde cogaliyordu. Bugun markete gittigimizde ise ortalik bombostu. Acik alan oldugu icin ve surekli yagmur oldugu icin gezinenenler cok azdi, cogu esnaf tezgah acmamisti, geri kalanlarda birbirleriyle sohbet ediyorlardi. Karnimizin acligi basimiza vurdugunda bir telefon geldi yeni dogum yapmis en yeni arkadaslardan. Markete geleceklerini soylediler. Herkes toparlaniyor dedik ama yinede geldiler. Sonra yemek yemek icin yer aradik. Pazar aksami heryer erkenden kapaniyor. Onlar yemek yedikleri icin sadece bize eslik edecklerdi. Tek buldugumuz yer Italyan restoraniydi. Pazar gunu tum gun happy hours varmis ama sadece bardaymis. Bizde 2,5 aylik bir cocuk ve 12 gunluk bir bebek olunca o tarafa oturtmamislardi. Arkadaslar biz zaten yemecektik, biz starbucksa gidip kahve icelim, siz de bosuna cok para vermeyin gidin bara oturun dediler. Oturmaz olaymisiz. Acliktan midemiz sirtimiza yapismis bir vaziyette bir de garsonlarin yavasligi ve umursamazligi ile ne yedigimizi bile anlamazken bir bardaki alkolden kizarmis herif bizimle muhabbete basladi.

Biz yemek yiyene kadar onlarda kahvelerini icip bize dogru gelmeye basladiklardindan ortada karsilastik. Onlarin evine Turk kahvesi icmeye gittik. Donustede bizim diger iki Seattle kacagini tren istasyonundan almaya gittik ama arabayi downtown'a biraktigimizdan dolayi Max denen tranway'la 5 dakiklik bir yolculuk yapmamiz gerekiyordu. Duraga varana kadar donumuza kadar islandik desem yeridir. Kizlari aldiktan sonra herzamanki kafemize gidip havadislerimiz paylastik. Sonra ben Bursaliyi evine birakirken gecen gece yaptigimiz gibi arabanin icinde 1 saatten fazla muhabbet ettik. Biz Turklerde vardir ya, kapida gecirmeye giderken muhabbet daha da tatlilasir ve bir turlu ayrilamazsiniz, iste onun gibi oluyor ikidir :)

Yan tarafa bir klip daha ekledim. Jewel'dan Foolish Game. Bu da senelerdir benim ust uste dinlemekten hic sikilmadigim parcalardan biridir. Kadinin diger parcalarinida begenirim ama bu benim favorim.

Buna bakarken benim yine Harem krizim tuttu. Ben onlara bayilirim. Tum CD boyunca oturmadan dans edebilirim canim cektiginde. Malesef sadece bir video klip vardi Youtube'de. Sonra tesadufen bu arkadasla karsilastim.

Bir darbukasever olaraktan bu genc arkadasi dinlemenizi tavsiye ederim. Ben calmayi beceremem tabi ki ama dinlemesine ve kivirtmasina bayilirim :)

Benim gozlerim yoruldu. Bu ne ritm, bu ne hiz dedim. Ve tum videolarini seyredip youtube'de favorilerim arasina koydum. Buraya da koyuyorum ki hem sizler dinleyip goresiniz, isterseniz kalkip oynayasiniz diye. Silivrili Onur'u ben cok basarili buldum. Klibinin altindaki yorumlardan okudugum kadariyla herkes oyle bulmus.




Bundan birkac ay once benim ilkokuldan bir arkadasim yilliktan bakarak bizlerin isimlerini bilimum sitelerde arayip bana ulasmistir. Bende hep merak ederdim acaba o arkadaslarim simdi ne yapiyorlar, ne oldular, neye benziyorlar diye. Benim ilkokuldaki bu nazik kibar arkadasim balerin olmus. Istanbul Devlet Opera ve Balesinin kadrolu balerini.

Agustos sonunda California'ya da gosteriye geleceklerini soylemisti. Fakat ben Las Vegas tatilim yuzunden gidememistim. Bu aksam kafam muzik ve gosteri dunyasina takili kalmis olaraktan Istanbul Devlet Opera ve Balesinin sayfasinda geziniyordum. Arkadasimin ismini balerinlerin arasinda gorunce gurur duydum. Ben ilkokul besinci sinifta okuldaki bale dersine katilmistim ve sene sonu icin Kugu Golu Balesi hazirlamistik. Hatta ben ve diger bir kiz daha iki buyuk ablamizdan sonraki bas balerinlerdik. Ahhh ahhh, eski gunlerim :) Herneyse, bu arkadasimin o derse katildigini hic hatirlamiyorum ama karsima bir balerim olarak cikinca cok hosuma gitmisti. Yaptiklari gosterinin videosu, resim galerisi ve performans sonrasi yapilan elestirilere goz atabilirsiniz. East Side Story adi altinda yayinlana gosteri Agir Roman'dir.

Hatirliyorum, annem ve babam bizleri tiyatrolara cok gotururlerdi. Hata onlar goturemeyecekse bizim apartmanda outran universite ogrencisi Izmirli bir abimiz goruturdu bizi. Ben diger kardeslerimden farkli olarak buyudugumde de gitmeye devam ettim. Napiyim, icinde yaraticilik barindiran herseyi cok begeniyorum. Rumeli Hisari veya Acik Hava konserlerinede tek basima gitmisligim vardir. Cunku millet ya surekli erteler ya bir turlu gun ayarlayamaz ve bende kimseyi beklerken kacirmak istemem bazi seyleri.

En etkilendigim gosterilerden birisi bidon, kibrit, iskambil kagitlari, cop kovalari, cali supurge gibi seylerle muzik yapan gruptu. Allah askina neden bahsettigimi bilen. anlayan biri varsa bana isimlerini hatirlatsin. Muhtesemlerdi ama ben unutkanin tekiyim. Hatirlasam onlarin videolarini bulmak istiyorum. O yuzden bilenler lutfen yazsinlar yorumlara. O kadar etkilenmistim ki ciktigimda terliklerimden cikan ritim ve cantamdaki suyun calkalanma sesiyle ben bile yolda yururken kendi kendime ritm tutturmustum.


Ben yanliz basimada olsam eger bilet tarihlerini yakalamissam tiyatroya, baleyede gitmeyi cok severdim. Ortaokulda muzik ogretmenimiz bizim sinifi goturmustu bir klasik muzik konserine. Bize gozlerimizi kapatarak dinlememizi onermisti. Oyle coskulu donlemistim ki konserin bitmesini hic istememistim. Universite zamanimda ise yine bir basima Idil Biret Konserine gitmistim Maslaktaki kulelerden birine. Ogretmenimin dedigini hatirlayip bir sure gozlerimi kapatim dinlemistim hayallerle.

Genellikle AKM'nin buyuk salonu veya otoparkin altindaki Aziz Nesin Sahnesine denk duserdi gittiklerim. O otoparkin arkasindaki donen merdivenlerden inilirdi garaj gibi salona. Ben o merdivenleri hic sevmedim. Yukseklik korkum oldugu cin orada hep basim doner. Sanirim en son Kamyon adli oyunu seyretmistim orada. Yine cok seyredesim geliyor bu gosterileri. Burada daha bir tane bile gosteriye gidemedim diyecekken aklima geldi iki tane. Biri pek bu kategoriye girmese de stand-up gosterisine gitmistim. Ingilizce dinlemek entresandi. Kacirdigim seylerde olsa, bir cogunu yakalayabilmistim. Digeri ise bir arkadasimlar downtown'da gezinirken merak ettigim binanin kultur merkezi oldugunu ogrenmistim. Hadi icerde ne var ne yok diye bakalim derken o anda salona dogru insanlar girerken bizde girmistik. Bilet filan soran yoktu. Ama evde bekleyenler merak edecekler diye birinci yariya yakin cikmistik bu muzikalin ilk gosterisinden. Unlu bir taneydi ama bak simdi onuda unuttum. Hatirlarsam yazarim. Zira bu saatten sonra kafam artik basmiyor.

8 Yorum:

mayonez said...

nillycim saat 00:20 ve gözümden uyku akıyor. yazını gördüm ama okuyamadım yarın okurum. en sona seni bırakmıştım ama müziklerinde iyice uykumu getirdi. pijamamı istiyorum yastığımı.. battaniyeemmm.nenniş nennişş..

yalnızlar kraliçesi said...

nilly ciiimm, çalıştığın yer yani mall hakkında bilgi verir misin..merakımı mazur gör..

nilly said...

Mayonez, o zaman birde Nilufer sarkisi koymak lazim sana, e bebegim eee eee eee, himmm himmm himmmm :)

Kralicem, benim calistigim mall, kaliteli magzalardan olusan bir mall. Bir bolum daha ekleyerek dahada buyutmusler. Boyle olunca hitap ettigi kesimde parali kesim. O yuzden hatunlar birsey alirken parasini sormuyorlar. Tabi hepsi degil ama iyi parar harcayanlarin hic para sorduklarini duymadim simdiye kadar. Yine bu kesime hitap ettiginden mall'un management'i buyuk magazlara yaptirtamadiklarinin acisini kucuk esnaftan cikarircasina kisoklar icin bol bol kural koymus. Yolladiklari bir kagidi okudum da olmaz bu kadar dedim. Hadi kot pantalon ve flip floplarla gelmemeyi anladim ama bir kol olcusunden fazla kiosktan ayri olamazsiniz maddesini anlayamadim. Sizi anliyoruz yemek yemek icin fazla vaktiniz ve yeriniz yok ama gostere gostere yemeyin ne demek? Neremize sokalim? Hic bir icecek ortalikta birakmayin derken, eger kucucuk kioskta malzemelerinizi bile koyacak yer yokken, yer bulursaniz dolaplarin icine koyun demek istiyorlar. Boylece eger dokulurse olan bizim mallara, cantalarimiza olacak. Hatta daha da tuhaf olani elektrik aksamlari hep oralardan geciyor. Onlara devrilirse nolcak? Siz degilmiydiniz daha gecenelerde yangin icin uyari yazisi yollayan? Ya iste bizimki boyle acayip bir mall :)))

ibeking said...

yusuf nerde çalışıyo yani? napıyo onu merak ettim okurken? araba aldın mı sen orada kendine bu ikinci sorum..öperim

nilly said...

Yusuf Tr'den getirdigi el boyama tabak, kase, nazarlik ve cesitleri, sakira kemerlerini satiyor. Anliyacagin kucuk kapali carsi :) Bende gecen sene aralikta almistim. Cunku ondan once birkac ay benim eski patronumun eski arabasini kullaniyordum sigortasini odeyip. Ama tasindigimizin 3. gunu mu neydi araba otoyolda giderken metalik oksuruk sesleriyle durmustum. ettik. Transmition sizlere omur.Sonra kiliseye bagis yapmistik cunku verginden dusebiliryorsun.
Benim simdiki ise Kulusturzadelerin 89. kusagindan Toyotagillerin Corolla Sultani diye bahsediyordum ya Canon Beach yazimda. Beni getirip goturuyor o yuzden seviyorum keretati :)

Anonymous said...

Bursa'li nasil iyi mi ? :) iyi bakin onaaaa:) guzelim bu arada blog basligi cok sirinolmus, senin oyuncaklarin mi onlar???

nilly said...

Bursalimiz gecen haftaya kadar akli biraz karisik olsada artik cok iyi. Gitme hazirliginda. Kismetse 13 Aralikta donus yolunda. Onu gec tanidigima uzuluyorum. Evet, onlar benim oyuncaklar. Ilk bastaki cicek Las Vegas'da at yarisi oynarken kazanmistim. Ikincisi benim Denver'daki minnosumun dogumgunumde yolladigi zurafacik, ucuncu ise yine minnosumun kuzenleirinin eslerine yaptigi baby showerlardan birinde hediye ettigi hipapatamuscuk.

Anonymous said...

Yaaa yeni yazi yok mu?
Sister