Friday, June 30, 2006

Eee, daha ne var ne yok?


Bu yaziyi aslinda bu gorunen tarihte yazdim ama fakat laptopun bana cektirdigi eziyetler yuzunden bir turlu tamamlayip yayinlayamamistim. 'Save as draft' tusu saolsun oyle bir kenarda saklamisim. Bugun aslinda 14 Temmuz ama teknoloji saolsun sanki o gun yazmisim gibi postu koyuyor :) Iste boyle bir seydi:

Bugun bir acayip bir gun. Her zamanki gibi erken kalkma calismalarimin bosa gittigi sabahlardan birini yasayarak ben diyim 4 siz deyin 6 kere saat kurup tekrar uyumus bulunmaktayim. Hatta en son susturduktan sonra kendimi uykuya tekrar teslim birakip ancak oglen kalkabildim.

Diyeceksiniz ki 'nilly hanim, bu ne uykusu hafta ici' ama bu benim haftasonum oluyor malesef. Persembe gunu Cumartesi gununu yasayan biriyim ben. Aci ama boyle. Bu aksam aslinda iki aydir gezenti durumunda olan kardesimi havaalanindan karsilamaya gidecektim ama Avrupa'daki hava sartlari'ndan dolayi ucagi Istanbul'dan gec kalkinca New York'da aktarma yapacagi ucagini kacirdigindan bu gece orada konaklamak zorunda kaldi.

Bende haliyle o gelecek diye ev toparladim. Aman oyle dip bucak degil tabi ki. Zaten toplam 15 adimda ev bitiyor onun temizligide en fazla bir saat yani. Ben tam kalkip kahvaltimi yani oglen kahvaltimi {yaniiii brunch brunchhhh} yapip ise giristigimde bir arkadasim aradi. O arkadasimda o anda ya ucakta ya da NewYork'da Turkiye'ye gitmek uzere bekleme yapmasi gerekiyordu fakat onunda biletininde problem cikinca gidememis. Onlarla cafe'ye gitmeye karar verdim.

Bu arada hava gunesli olmakla bulutlu omak arasinda karar veremezken bende cafe'ye gitsem mi gitmesem mi arasinda kararsizlik yasamistim. Bir haftadir bu gunun hayalini kuruyordum. Ohh, persembe gelecek, havalarda guzel gidiyor, hatta buraya gore rekor kiriyor, eh bende bir gunes ve havuz keyfi yaparim artik. Nah yaparsin! Ya sizede olur mu bilmiyorum ama bana hep boyle denk geliyor sinir oluyorum. Hep son dakika golu yemekten usandim artik. Dune kadar gunes paril paril parildarken benim calismadigim gun soyle ortaya cikip siritmiyor bile. Benle dalga geciyor biliyorum. 'Hayal kurma guzelim, o yaslari gectin artik' diyor ama ben aldiris etmek istemiyorum.


Herneyse, sonunda arkadaslarla bulustum. Bir saat kadar onlarla takildim ve eve geri geldigimde ne olursa olsun o havuza girip iki kulac atacagim inadiyla kuvetten bozma havuzumuza girdim. Tamam canim, kuvetten buyuk. En azindan cocuk bolumu haric toplam yedi sekiz kulac atabilecek buyuklukte :) Ama yine de kucuk iste. Herneyse gunes siritmadi, ta ki ben eve gelip kendimi oyalamak icin muzik acip bir saga bir sola sallana sallana bir saat vakit gecirdikten sonra yani aksam saat 8'de siritmaya karar verdi! Eh gecmis olsun, bari yemek yapayim biraz diyerek klasik domates soslu makarnami ve barbunyami pisirdim. Yemekler piserkende kendimi internete atayim dedim.

O beni daha da sinir etti. Evet, hirsimdan oturup agladim. Once pop up sacmaliklarinin azizligine ugradigim icin, sonra laptop isinip kendini kapattigi icin, ondan sonrada 'off, niye boyle..' diye devam eden bir aglama nobetine tutuldum. Tabi son kisimdaki aglama seyansimi daha dramatik hale getirmek icin elimden geleni yaptim. Madem aksesuarlarim var bir de esas bir nedenim olsun dedim yani. Muzik setindeki disk o sirada Sezen Aksu'ya gecis yapti. Pop up'lar beni delirtme safhasinin son damlalarindaydi, ve puffff.. laptop karardi. Iste o anda ben biraz laptopun klavye kismina vahsi davrandim. O arada yeni boyadigim tirnaklarimin ojesinin bozulma ihtimalini dusunerek onu hirpalamaya son verdim. Odadaki tum mumlari yakip tum isiklari kararttim. Aydinligimi karanliga ittim yani. Sonra da tekrar aydinligi aradim o ince isik suzmelerinde...Gecen hafta aldigim kirmizi saraptan hala oldugunu hatirlayarak kadehime doldurdum. Son olarak yanima iki-uc tane kagit mendil alarak aglama ve bunalim moduma tam olarak girdim.

Soz konusu aglama istegi olunca parcada neler gectigi bile anlamini yitiriyor. Ordaki kel alaka bir kelime bile hungurtu durumunu bohoooooo durumuna sokabiliyor. Yaklasik bir saat ve iki bucuk kadeh saraptan sonra ......


Iste burasida hatlarimin koptugu andir. Yaz, yaz, yaz ve aptal makina yine isinip kapansin olacak is mi?!! Zaten sinirlenmisim, aglamisim, icmisim, yorulmusum, huysuzlasmisim... aslinda uykum gelmisde yine annemin dedigi gibi 'uykuya direniyormusum' da haberim yokmus. Gidip yatmistim.

Sonra ki gunlerde olaylar pek degismedi. Kardesim geldi, laptop beni delirtmeye devam etti. Hatta cildirtti. Hatta ben ilk defa format attim. Hatta o formati atana kadar 'tepem' o kadar atti ki Allah'tan laptopu atmadim. Kor topal simdilik idare ediyoruz da bunlari yazabiliyorum. Laptop icin cok kotu seyler soylemek istemiyorum. Zaten bir kac gun her telden kufur edip yeteri kadar doldurdum limitimi. Duyar muyar, sonra yine sapitir filan. Hazir aramiz duzelmisken tatli tatli konusalim di mi lapimtopum benim :)

Ona laf atarken kendim sapittim. Ben en iyisi gidip uyuyum da devrelerim dinlensin. Malum benimkileri fazla isitmaya gelmiyor, sonra 'ana sigorta'yi attirtiyorlar :)

0 Yorum: