Wednesday, August 13, 2008

Alelade Biyo

Onceki postum arada karisikliga girdiginden midir yoksa beni okuyanlarin beni onemsememesinden midir nedir, ruya ile ilgili hicbir yorum almadim :(

Olsun, ben aslinda kendi kendime yorumladim ve ruyamin bazi yonleri gercek yasamimla uygunluk gosteriyor.

Biyo, sana yorum yazamiyoruz ya hani, icimde kalmasin diye buraya yazacagim. O market sepetleriyle ilgili haber burada da aylar oncesinden yapilmisti. Anketi Turkiye ile kiyaslamamak lazim cunku Amerika'da ki tuvaletler cok temiz.

Tuvalet kagidi ve el sabunu bitmesi gibi bir durum soz konusu degil. Tabi ki hic olmuyor degil ama cok fazla olan birsey degil.

Sifonlar ayakla basilabilen cinsden oldugu icin elini degdirmene gerek yok. Musluklarda cogu tuvalette otomatige donmus durumda. Oyle bos bosa akan su da yok.

Kimse tuvalet yerine yere isemiyor. Veya bazi dengesizlerin yaptigi gibi tuvaletin tepesine ayaklariyla cikip isemiyor. Yani en azindan bugune kadar hicbirinde ayak izi gormedim. Hemen hemenher tuvalette klozet kagidi oldugundan ayakta ismeye calismak veya cambaz gibi hareketler yapmaya gerek kalmiyor.

'Kapiyi tut kiz kimse girmesin' diye seslenenlerde yok cunku kapilar normal kapaniyor. Bir tek suna anlam veremiyorum. Kapi araliklari o kadar fazlaki icerisini gorebiliyorsun. Kapiyitiklatmaya bile gerek kalmiyor. Acaba o yuzden mi o kadar aralikli?

Allahin daginada ciksan orada tuvalet var. Hakikatten yani, basima geldi oradan biliyorum. Kimse cali arkasina gizlenip yaprak aramiyor. Zira disarda isersen ve yakalanirsan ceza yiyorsun!

Festival zamani seyyar tuvaletler oluyor. Onlar bile bizim umumi tuvaletler gibi kokmuyor. Oradada klozet kagitlarindan var. Klubenin icinde musluk imkani pek olmadigindan sanitize/sterlize losyonlardan var. Disarida ise ayakla pompalayarak suyu kullanabilecegin musluklar koyuyorlar.










Buyrun bir de burdan bakin. Adamlar yarisma yapmislar :)

Market arabalarina gelince:

Arabayi aldigin yerlere kagit havlu veya islak mendiller koymaya basladilar. Sebze bolumlerinde bile kagit havlu var. Boylece islanmis sebzeleri elledikten sonra ellerini kurulayabiliyorsun.

Burdakiler keyiflerine ve kahvelerine duskun oldugu icin kahvelik yerleri bile var.

Cocuk oturma bolumleri gercekten pek ic acici degil cunku burda sadece diaperiyla oturtanlar bile var. Ama marketciler bu tur temizlik kagitlari koyup bir hizmet sunuyorlar.

Neyse, gecelim.

Havalar cok acayip. Bunaltici bir hava var. Uyku hali yapiyor.

Bugun kutuphanede vakit gecirdim. Magazin dergilerinden, Misir Piramitlerinin resimlerine kadar her telden kitaba bakip vakit gecirdim. Kafeden bile kalabalik bir kutuphane ortami olmasi beni sasirtiyor. Turkiye'de ben bir kere kutuphaneye gittigimi hatirliyorum. O da lisede bir odev hazirlamak icin gitmistim. Hayal meyal hatirliyorum. Dondugumde birkutuphaneye gitmek ve nasil oldugunu gormek istiyorum.

James Patterson'un Double Cross'unu henuz okuyamamistim. Sonunda kutuphanede bulunca aldim. Large print bolumde vardi bir tek. Koca koca yazilarla kitabi okumak cok dahakolay olacak.

Hadi ben gevezeligi birakip kitabimi okumaya baslayayim.

Bitti, bu kadar!
Not 1: Baslik Biyo'nun dikkatini ceksin diye ozellikle oyle yazdim. Yoksa yazi alelade konulardan bahsediyor ama Biyo hic bir zaman alelade olamaz.
Not 2: Muessemizde VIP kisilere ozel Yikama Yaglama yapilir :)

6 Yorum:

Demet said...

hahah bu cok guzel bir yazi olmus ve Nilly'm yaa ben ruya tabirinden hic anlamam :( Ama iyiyie yor iyi olsun diye bilirim...

Vay anam vay diyesim geliyor pek bir ozenliymis her sey oralarda :))
Bizim canim Türkiyemizde bunlarin hic biri yok, ama pislikten ölen de yok :))) hahaha tam türk yaklasimi di mi?

Anne ve Bebisi said...

sorry darling, ben alttaki postu gormemistim:( Yoksa seni elbette onemsiyorim :))

Ruya konusunda, eger inaniyorsan, bildigim cok onemli bir sey var; o da, ruyani nasil yorumlarsan oyle cikacagi. o yuzden kotu ruya yoktur, eger hep iyiye yorarsan:))

ben senin ruyani, insanlardan gelecek bazi olumsuzluklari kolayca savusturacagin yonunde yorumladim :))))

WC'lere gelince, burada da bazi yerlerde elini yaklastirdiginda calisan, sensorlu sifonlar var. uvardaki dugmeye dogru elini yaklastirman yeterli. Ayakla basilanini hic gormedim, o da iyi fikirmis:))

funda said...

döndüğünde eğer kütüphaneye uğrarsan bomboş olduğunu görürsün buralarda kafelerin kalabalığı ile hiçbişey yarışamaz sanıyorum. ve sanırım vakti bol olan insan çok bu memlekette. internette her bilginin bulunması da tabi ki kütüphanelere gitmeleri azalttı. ama dokunmak ve kitabın ağırlığını hissetmek gibisi de yok sonuçta.

Anonymous said...

canım benim burdaki tuvaletlerin durumu dahada beter . bırak halka açık olan yerleri, iş yerinde bile berbat durumlar oluyor allahdan temizleniyor ..( nerdeee temizlik ) sen bide kütüphane demişin, en son bende lisede kütüphaneye gittim di. herhalde toplanıp gittigimiz zamanlardan biri herhalde.eminimki artık kütüphane diye bişey kalmamıştır, varsada durumu vahimdir.cafelerde sadece piyasa artık burda canım kahve sohbet bahane kapıda süslü püslü kızlar arabayla geçen çocuklar . özelikle etiler diyim neresi oldugunu hatırlarsın dimi nilly cim.

sibel

Ebruli said...

Türkiye de olmasını istediğim şeylerden biri de; sebze reyonlarında ıslak mendil ya da kağıt havlu olması. Her sebze aldığımda böyle bir şey olsun istiyorum ama hala yıllardır yapamadılar gitti...

Migros, Carrefour, Real duyuyor musunuz beni? Yoksa uyuyor musunuz?...

Anonymous said...

Tuvaletlerin durumuna bakılırsa...bunun adı medeniyet oluyor galiba...Yazık ki Türkiye hiçbir konuda bir adım ileriye gidemiyor...