Monday, April 28, 2008

Minnoslar





Gecen hafta persembe aksami arkadasim ve kizi yani benim minnoslarim geldiginde cok guzel vakit gecirdik.

Ufaklik olarak biraktigim kucuk kiz biraz daha buyumusdu. Ben onu tanidigimda 2. yas gununu kutlamisti. Bu sene sonunda 7 olacak. Zamanin bu kadar hizli gecmesine inanamazken karsimda bunun ispati duruyordu; buyumus bir kiz cocugu!

Kolunu incitmis, o yuzden sargiliydi. Ilk aksam yemegini bile bitiremeden uykusu geldi. Sabah erken kalkip ana okuluna gitmis, sonra yolculuk yapmis ve bir saatlik saat farki yasamisti. O uyuduktan sonra buyuk minnosla bol bol konustuk. Onun hayatinda neler oluyor, benim hayatimda neler oluyor...

Ertesi gun biz misil misil uyurken minik minnos erkenden kalkti tabi. Hep beraber keyifli bir kahvalti yaptikdan sonra dowtown'a gittik. Nehir seyrederek yuruyus yaptik, resimler cekildik. Usuyup acikmaya baslayinca 23. caddede yemek yedik.

Cumartesi icin okyanusa gitme planimiz vardi ama suya dustu. Cunku aldigimiz haberlere gore sabah kar yagmisti. Nisanin ortasini gecmis, kar ne alaka di mi? Eh, kuresel isinma diye buna diyorlar sanirim :(

Evden cikmadan once youtube'den muzik dinliyorduk ve buyuk minnos makyaj yaparken biz minik minnosla eglenceli bir dans yaptik. Onun kolunun sarili olmasi ve rahat bukememesinden dolayi komik goruntuler ortaya cikti. Su anda sayfada calan parcada 3 kere filan dans ettik.
.

Somewhere Over the Rainbow'un Israel Kamakawiwo versiyonu. Britain got Talent'daki Connie Talbot adli kucuk kizi seyrettigimden beri cok hosuma gidiyor. Albumunde soyledigi Whitney Houston'un I will always love you'sunu cok guzel yorumlamis. Oyle yumusak, oyle sicak bir sesi var ki dinlemeye doyamiyorum. Diger bir yetenekde 11 yasindaki Bessie
Curzons
. Ben 3 gosterisinide begendim.

.
Yine downtowna gitmeye karar verdik. Ortakoy pazari gibi bir pazar kuruluyor. Bakiniz daha onceki yazim. Minik minnos balondan sekiller yapan adama bir sapka yaptirdi. Sonra karakalem tablosunu yaptirdi. Gozlerini kisip cinliler gibi poz verip durdu. Sonra benim en favori yerim olan spoonman tezgahina gittik. Orada kafamiza her turlu seyi takip eglendik. Minik minnos kafasina dart girmis gibi olan taclardan aldi. Meydanda tipin biri kendini zincire baglatiyordu. Kendisini nasil cozecek diye onu seyrettik. Aslinda yaptigi ciddi birsey degildi ama yaptigi seye eglence katinca herkesin ilgisini cekti.



Madem okyanusa gidemedik, o zaman selaleye gidelim diye dusundum ve minik minnosa supriz olsun diye nereye gittigimizi caktirmadik. Oraya yaklastigimizda kucuk selaleyi gorup heycanlandi sonra buyugunu gordu. O tarafa sapip durmamiza ise cok sevindi.

Patikadan selalenin tepesine kadar cikilabiliyorsunuz. Ama bu muhtemelen benim hic bir zaman gerceklestiremeyecegim bir sey olacak. Zaman zaman azalip cogalan bir yukseklik korkum var. Son zamanlarda artmis vaziyette. Boyle korkular azalip cogalirmi diye sormayin, bilmiyorum ama bana olan bu. Sanirim kendini alistirmakla alakali.



Resimde gorunen kopruye kadar gidebildim. Tabi bir kisminda minnosa yapismis ve kesinlikle asagiya bakmayarak. Koprunun orada bacaklarim kitlendi her zaman oldugu gibi. Onlar kopruyu gecip biraz daha yukari tirmandilar. Minik minnos korkmamam gerektigi ile ilgili telkinler versede ise yaramadi tabi. Kopruden gec bari diyorlardi ama benim en korktugum yer orasi zaten. Sag taraf yuksek, sol taraf yuksek! Ilk resimin olan cope sarilmis odlek Nilly'den anlasildigi uzere kimildiyamadim bile :)

Eve donuse basladigimizda yagmurda yagmaya basladi. Neyseki gezmelerimizi yagmursuz atlatabildik. Aksam yemegimizi ise Iran'li adamin yerinde yedik. Adam Turkiye asigi. Turkce biliyor. Herseyden onemlisi yaptigi kebaplar bizim alistigimiz tadda. Garip baharatlar yok. TVde ise videolar yayinlayip duruyor. Bu sefer muzik videosu yerine sabah programlarindan cekimler yayinliyordu. Bir Seda Sayan, bir de Sibel Turnagol gordum gibi geldi. Birde hintli gibi giyinmis biri sarki soyleyip duruyordu.

Eve geldigimizde minik minnos yine dans etmek istedi. Benimde aklima bizdeki disko isigi geldi. Hani su hareketlerinizi agir cekimdeymis gibi gosteren beyaz pir pir pir yanan garip bir isik vardir ya iste o. Bizimki bayildi tabi. Tembih ettim, canin buraya gelmek istediginde o isiklarda nilly ile dans etmek istiyorum diye tutturacaksin anneyede babayada diye :) Gun boyunca oradan oraya derken oldukca yorgun dustu tabi. Uyudugunda cekilmis bir pozu var ki herseyi anlatiyor. Pestili cikmis vaziyette :)

Pazaar gunu onlari yolculamak zor oldu. Guvenlige girerken minik minnosumun ifadesi degismisti. Sonradan ogrendim ki ucaga binene kadar surati asilmis ve aglamis. Ben Nilly'i cok ozleyecegim demis. Ben ozledim bile!


4 Yorum:

Demet said...

Ne güzel gezmis, vakit gecirmissiniz :) Ben de senin fotolarini gördüm facebook'da :) Hepsi cok güzeldi.

nilly said...

Saol canim, sizin gezide cok guzel. Helede o papatyalarin arasinda :)

Anonymous said...

Müthiş bir yer.Bayıldım.Kimbilir ne eğlenmişsinizdir.Ben de böyle bir gezinin özlemini çekiyorum.

nilly said...

Tesekkurler Mehtap. Tadi damagimda kaldi. KEske daha uzun kalabilselerdi de daha fazla yer gezebilseydik..