Sunday, November 04, 2007

Salt Lake



Daha onceki postumda yazdigim gibi ben kucuk bir tatilcik yaptim. Kardesimin bir arkadasi Tr'den gelmisti bir otelde calismak uzere. Bizde hem onu ziyaret edelim hemde Christmas karsmasi baslamadan bir mola alalim diye dusunduk. Turk bir bayan arkadasimizda bize eslik etti. 22 Ekim Sali sabahi gozlerimizden hala uyku akarken dustuk yola. Sabahin koru seklinde kalkacagimizi bile bile yatmamiz zaten sabahin korune ceyrek vardi neredeyse.

Sehir trafiginede yakalanmis olarak basladik I-5 denen otoyolda kuzeye dogru ilerlemeye. Washington eyaletiyle aramizda bir tek Colombia nehri kalmisti. Uzun bir sure bu manzara ile birlikte gittik. Ben bir kismini uyuyarak bir kisminida arabada giderken fotograf cekerek gecridim. Nedense her 1.30 saatte bir verdigimiz tuvalet molalariyla birlikte oldukca uzun surdu Oregon'dan cikmamiz.

Oregon eyaletinden cikip Idiho'ya vardigimizda nihayet kardesim biraz dinlenmeye karar verdi. Gectim direksiyonun basina, yaptim ayna ayarlarimi, bastim gaza. Arabaya takilmis bir aletimiz vardi, radarlari hissettiginde bipleyen. Gerci radar harici nerdeyse herseye bibliyordu ya neyse. Oregon-Idio arasinda polislerin cok oldugunu duymustum cunku hiz limiti Oregon tarafina giderken dusuyor. Idiho'da 75 mil'le giderken Oregon'a girdiginiz anda 64 mil'e dusuyor. Aksi yonde olmasina karsi ben yinede dikkatli gittim. Boise'yi gectikten sonra ne sagimda ne solumda birsey kalmisti. Col kumlari olmasada, kisa ve sararmis otlardan olusan, belli ki verimsiz topraklarin ortasindan gidiyordum. Kendimi Amerikan filmlerinde gibi hissettim. Hani banka soymus kitanin bir ucundan diger ucuna gecmeye calisan karakterler gibi. Aaa ,birde baktim ben Amerika'dayim ama ceplerim bombos...

Tam ben boyle kendimi film cevirir gibi hissettigim anda bir isaret gordum. Bir sonraki mola yeri 72 mil sonra... E, bizim altimiza ederiz o kadar mil icinde... Hemen ilk gordugum bir sonraki cikisda durdum ve tuvalet ihtiyacimiz hallettikten sonra sofor mahalini tekrar kardesime devrettim. Ama ben daha film cekimini bitirmemistim ki...

Velasil 11-12 saat surmesi gereken yol bizim durmalarimizla 15 saati buldu. Yeni gelmis oldugundan henuz telefonu olmayan arkadasimizin adresinide kaybetmis oldugumuzdan bir yarim saatde ev aramakla gecirdik. 1 saatte zone degistirdigimiz icin Utah saatiyle 11'de Salt Lake'e vardik.

Arkadasimiz yine Turk bir kizla evi paylasiyor. Ikisde ayni zamanda gelmisler. Kendi imkanlarini zorlayarak ev bulmuslar. Arkadasimizin Amerika'daki otellerde bu 3. calismasi ama onun arkadasinin ilk gelisi. Onun artik bize yabanci gelmeyen ama onda saskinlik yaratan hikayelerini dinledik. ve siz gelin birde Portland'da gorun diye eklemeler yaptik.

Ertesi gun bir downtown'a gidip burasi nasil biryermis ogrenelim dedik ama tek gordugumuz Mormon'larin temple'lari oldu. Tam bir hayalet sehir gibiydi. 5 senelik bir proje olan downtown;i yenileme surecindelermis. Ne mall'da magaza kalmisti ne de yanindaki binalar doluydu. Insanlarida bir tuhafti. Bir cafe soralim dedik ona bile dogru durust cevap alamadik. Portland'imizin kiymetini bildik yani.

Zaten pek bir ansizin karr verip gittigimizden bilgide edinmemistik orasi hakkinda. Tek bildigim Olimpiyatlara evsahibi yapmis olmasiydi. Internetten belki bir yereler buluruz diye kutuphaneye gittik. Meger herkes ordaymis! Kitap konferansi vardi da :) Universite de o tarafta oldugundan daha fazla hareketin oldugu yer meger bu taraflarmis.

Sonra markete girip gezerken haliyel Turk'le karsilastik. Kiz annesine kac tane alayim diye sorarken ben arkadan 3 tane al diye cevap verince ikiside sasirdilar. Anne, arastirma gorevlisi olup 6 aydir orada oldugunu soyledi ve bildigi tek yer olan Balkan restorantlarini soyle bir tarif etti. Pide yapiyorlarmis!

Tabi ki o aksam orayi bulamadik. Ama Escander adiyla Iskender yapan baska bir yer bulduk. Kapanisina yetistigimiz icin ertesi aksam orada yemege gittik. O da bizim Urfa'nin iskenderistirilmis hali cikti ama biz halimizden memnunduk.

Gunduzde Tuz golu neye benziyormus merakimizi gidermek istedik. Karadan ince bir yolla gecilerek gidilebilen Antelop adasi denen yere gittik. Cok durgun bir su yuzeyi, ilginc bir koku, bir suru kus, sessiz, sakin bombos bir adaydi. Kocaman kulakli ve neredeyse geyik yavrusu kadar buyuk tavsanlar bizi nesenlendirdi. Bir kace tanede bufalo gorduk. Gezimizin en iyi kismi buydu. Aksama kadar orada vakit gecirdik.

Buranin onemli ozelligi kayak merkezleri ve Canyonlarda yapilan aktivitelermis. Aslinda Utah'in dogusunda bu tur yerlerin cogunlukta oldugunu gordum haritada ama bizim kaldigimiz yere uzak mesafede kaliyorlar. O tur aktiviteler icin hem hazirlikli gelmek lazim hemde daha bol zamanin olmasi lazim.

Ertesi sabah erkenden yola ciktik. Her zaman oldugu gibi donus yolu daha kisa surdu. Idaho'nun kellesmis tabiyatinda kullanmaya basladigim araba yolculugumuz Oregon'un yesilliklerine varinca daha bir huzur verici oldu.

Evim evim guzel evim hissiyle kisa yolculugumuz sona erdi. Ve biz Portland'i sevdigimize karar verdik.

3 Yorum:

aqua / ~~denizbahcesi~~ said...

saltlakecity mehmet okurun yasadıgı yer degıl mı?basketbolcu?

Anonymous said...

Gurbet murbet ama güzel yerler Nillym be yaaa.Ha?Bir de bana mı sor diyorsun:)
Biyo

nilly said...

Aquacim, emin degilim ama bende oyle diye hatirliyorum.

Biyocum, guzel yerler var tabi. Ben Salt Lake olunca fazla bir beklentiye kapilmisim. Ama yazdigim gibi asil gidilecek yerleri dogayla basbasa olan yerleri, daglar, kanyonlar.. dergilerdeki resimlere bakip ic cekmedim degil yani :)