Saturday, September 09, 2006

Su Topu Biberlesekde mi Firlatsak, Yoksa Biberlemesekde mi Firlatsak


Ah, oh, vah, aman, ay... Tatilden of'lemek ne guzle bisiiiii Allah'im. Bu ara iyi bos gunum oldu. Eski isimden ayrilip yeni isime basladigimda hic araliksiz 14 gun calisinca hafif pestil durumlari olmustu bende. Hani afaganlar basar ya, artik o afaganlar herneyse , iste ondan basmisti. Yeni patronicem sali ve carsamba icinde beni listeye alinca, 'hoooppppp dur bakalim orda' hallerine girdim. Dedim bana biraz musad. Ac ayi oynamazsa yorgun ayi kilini kipirdatmaz. Zaten yapacak bir ordu isim var. Sonuc: Ben '1' - Patronice '0' . Sali, Carsamba, Persembe izinliydim.

Sali sallanir edasiyla pek birsey yaptigimi soyleyemeyecegim. Tek hallettigim gercek is camasir yikama, oda temizleme gibi seylerdi. Geri kalani yan gel yatin disinda kardesimle yaptigimiz ufak bir gezinti seklindeydi. Ilk resimden gorulecegi uzere spor ve kamp malzemeleri satan buyukce bir yere girip 'ufff, biz ne zaman soyle sunlardan alip, boyle buralara gidicez' muhabbeti yaparak birkac sey denedik. Hatirladigim bir cizgi filmin etkisinde kalarak hadi su topu biraz biberleyelim seklinde bezbol oynadik. Sonrada su adini unuttugum su colde giden buyuk aletlere binip girrrrr giirrrrr seklinde kumlu toprakalarda hiz yaptigimiz hayal ettik. Eve gelip international marketten 'ya bir daha bulamazsak ' korkusuyla abartarak 5 kutu Kayseri mantimizdan bir kutusunu yiyerek sisdik. Sonra eski ev arakadaslarimizin muhtesem yemek pisirme degilde muhtesem tencere kazima mahiretleriyle igrenc hale getirdikleri zavalli tencerelerimizi, indirime giren tencerelerle yenileme girisiminde bulunduk. Son birkac keredir unuttugumuz gibi yine su bardagi almayi unuttuk. Hatirlayana kadar milyon tane degisik cesitteki gereksiz sarap bardaklarimizi su bardagi niyetine kullanmaya devam edicez. Ulen su bardaklari musluga hafif carptigimda kiriliyorlardi, ama bu narin yapili vekirarak azaltmak istedigimiz sarap bardaklari kirilmadiiiiik, raflardayiiiizz, cesitlerimizle hizmetinizdeyiiizzzz arebeskligiyle hala kirilmadilar.

Ikinci gunumde ise oncelikle arabami bakima aldim. Malum onlarda yagsiz susuz gitmezler. Eh, isler yuzunden vaktini neredeyse aksattigim icin yag sinirini pek bir zorlamisim o yuzden birde engine flush denen motor temizligi yaptilar. Yarim saatlik is oldu nerdeyse 1,5 saatlik is. Onu hallettikten sonra ise kendimi mall'a attim. Su son indirimler bitmeden birkac birsey almak lazimdi. Birde bu mall'da ki yonetim degismis ve jean giymeyi yasaklamis. Hadeee, git kumas pantolon ara. Olan birkac taneyi yaz basinda heba ettigimden ise yarar tek bir kumas pantolon vardi. Velasil, 3 saat boyunca duzinelerce kiyafetle kabinde deneme - sigamama, deneme - begenmeme, deneme - iykkkk, degisimlerinden sonra cebim bos ama yuzumde gulucuklerle disariya ciktim. Sunu-suna, bunu- buna uydurmalarimda ne kadar isabetli alisveris yaptigima onay istercesine kardesime mini defile yaptim. Harcayacak bol param oldugunda Large defile yapmayi planliyorum, sizi de beklerim.


Efenim, bu mavi-yesil tonlarinda ki resimler ise sonunda kadinin fendi erkegi yendi figanindan cikmadir. Dilimdeki tuy sayisinin sonlarina ulastigi vakit kardesimi sonunda ikna edebilmistim suraya gitmeyi. Daha bahar aylarindayken burada yasayanlarin olusturdugu yahoo grup maillerinde piknik daveti vardi. Ben boyle guzel ve eglenceli seyleri kaciran biri olaraktan sadece web sitelerine bakip ahhh ahhh cekenlerdenimdir.

Aslinda kardesime bahsettigim yer (Jantzen Beach) bize daha yakin bir yer olmasina ragmen internetten ancak bu resimlerin oldugu yeri (Rooster Beach) bulunca o tarafa gitmeye karar verdik. Mayis mayis mayisma, ikna etme ve hazirlanma asamalarinda cok vakit kaybettigimizden evden cikisimiz 2.30'du. Yolda meger 40 dakika suruyormus. Inatla I-84 otobanindan 25. cikisa kadar gittik ve sonunda koca bir otoparkla karsilastik. Pesinden yesillik, pesinden nehir gorunuyordu. Colombia River. Clark&Lewis'in kesiflerini yaptiklari nehir. Karsida gorunen yesillik ise Washington eyaleti. Yani bir kopruluk mesafe kadar yakin. Zaten Vancuver, Portland'a 20 dakika, Seattle ise 3 saat uzaklikta.

Web sitesinde hayvanlar gelebilir yazisini okuyunca bizim "dost" uda goturmustuk. Tabelari okuyunca is degisti. Tasmasiz olmaz ve bir yerden sonra goturemiyorsunuz falan filan. Onun disinda baska bir tabela bizi daha fazla etkiledi. Ciplak guneslenenler olabilirmis. Nasiii yani?! Araba sayisina ragmen ortalikta pek insan gorunmuyordu. Gorduklerimizde tek bir istikamete dogru gidiyordu. Biz kopek yanimizda oldugu ve gordugu 'seylere' atlamasin diye onlarin oldugu yere pek yaklasmayalim diyerek yuksek calilikli ve kucuk agaclikli patikadan ilerleyip daha bir ortalik kisma gectik.

Bizim dost suya kopekleme atladi dersem yalan olmaz. Bizde ayaklarimizi sokarak sebeplendik. Aksam kardesim bir arkadasinin yerine calisacagindan, bende First Thursday denen seye gidecegimden ve nehirin cok temiz olmayacagini dusundugumuzden sadece gunesleniriz hesabiyla gelmistik. Mayolarimiz oldugu halde asagida ne var ne yok bilmedigimizden havlulari arabada birakinca 'vaktimiz de pek yok' bahanesini ekleyerek bosuna islanmayalim dedik. Ama ayaklarim dizlerime kadar bayram etti.

Pek dusunceli kardesim ancak ben sorunca iki poz resmimi cektiginden elimde kamera ben boyuna onu, kopegi, deniz ucagini, yuzerek giden deniz fenerini, daha sonradan yakinimiza gelip kiyafetlerini ustunde tasiyacagina elinde tasimayi tercih eden cibildak jet-ski'ci adami, ortalikta mal mal daha dogrusu 'batan geminin mallari bunlaaaar, yigidin mali meydandadiiiiirrrrr' seklinde dolanan yasli amcamin mallarini kardesimin omuzu uzerinden cekmeye calisarak pek bir eglendim.

Cibildak amcam asagidaki resimde olup 2. sirdaki son resimdedir. Biraz uzak oldugundan zoom yapmistim ama yine pek birsey anlasilmiyor. Artik uzakliktan mi kucuklukten mi bilemicem ehehehehe. Gerci bu resimde orada biri oldugu bile gorunmuyor ya, neyse. Tekli olarak da koyamama sayfa izin vermiyor simdi. Bir daha ki sefere kaldi :)



Aksam'da dowtown'da Pearl District denen Etiler,Ulus kivami gibi olan bolgede ki "First Thursday" e gittim. Her ayin ilk persembesi buradaki sanat galerileri 9'a kadar acik oluyormus ve sarap ikram ediyorlarmis. Biraz gec gittigim icin galerileri gezip dolasamadim. Ben gittigimde insanlar caddelerde yuruyup, restorant, bar, cafe gibi yerlere gidiyorlardi. Zorda olsa park yeri bulup arkadasimla bulustum ve tabanvay seklinde bizde onlarin arasina karistik. Tek bir yeri trafige kapatmislardi. O cadde de Last Thursday'de oldugu gibi tezgah acanlar vardi. Buradaki cok fazla ve buyuk olmasada orada dolanmak zevkliydi. Kahve icerek noktaladigimiz gecenin ertesinde ise gitmek pek de keyifli gelmedi acikcasi ama naparsin iste, karin toklugu...

Mutlu Not: Sonunda herkesin kullandigi Picasa denen yeri bulabildim ve resimleri kolaca kolaj yapabildim. Phoshop'i da bir turlu yukleyemedigimden Paint programinda bosu bosuna cok uzun zaman harciyordum. Oh be dunya varmis!

2 Yorum:

Anonymous said...

Tatil oncesi kisa gezintiniz iyi olmus. Keske suya da girseymissiniz. Pek guzel gorunuyor gittiginiz yerler.
Sister

nilly said...

Bugun calismiyorum. Kandirabilirsem belki yine gideriz.