Sunday, September 03, 2006



Bu aksam kiralagimiz filmlerden Empire of the Wolves/Kurtlar Imparatorlugu'nu seyretmeye karar vermistik. Filmi alirken arkasina bakmamistik bile. Jean Reno'yu gorunce alivermistik hemen raftan. Filmi koyarken arkasina baktim ve emekli polisin Fransada yasayan uc kacak Turk kadininin olumlerini arastirmasi icin goreve cagrildigi cumlesini okuyunca nasssiii yani oldum. Cunku bu aralar elimi her attigim seyden bir Turk birseyi cikiyor. Mesela:

~Pirates of the Carrabian'da denizcilerin Turkce konustugunu duyup birbirimize tuhaf tuhaf bakip pekde anlasilir olmayan Turkce'nin Azeri Turkcesi oldugunu ogrenmistik.


~Gecenlerde OPB kanalinda sadece sonunu yakalayabildigimiz bir belgesel vardi. Seyrettigim bolumunde Tesseddur giyim magazasi sahibinin kizinin moda egitimi almak istemesi ve gunluk yasantisindan bahsediliyordu ve yanlis hatirlamiyorsam Salih Memecan'in roportajini veriyordu. Deuce Bigalow: European Gigolo filminde Turkish Snow Cone diye bir terim ogrendik. Birkac sitede bunlarin ne olabilecegi hakkinda yorumlar vardi. Iste biri bu, diger bu, en aciklayici ise bu.

~ Bu aksam yorgun argin koltukta yatmis kanal zaplarken gozum OPB kanalina takilmisti cunku gecen jenerikte Istanbul resimleri gostermislerdi. Gezi ile ilgili bir programdi ve Santoroni basta olmak uzere bizim sinirlarimiza cok yakin olan birkac adayi tanitacaklarini gorunce biraz takilmistim. Uzun yillar boyunca birlikte yasadigimizdan dolayi orada Turkce konusanlara rastlandigi gibilerinden bir seyden kisaca bahsettiler.

~Yine bu aksam DVD'yi koymadan once ABC kanalinda Cumartesi gecesi filmi olarak Mary Kate- Ashley Olsen ikizlerinin oynadigi bir filmi ben baska birsey ile mesgulken oylece ekranda asili kalmisti. Sahnenin birinde yarisma gibi bir seyler yaparken sorulan soru Istanbul'un bilinen diger adi nedir diye sorulunca kardesimle yine nassii yani durumu yasadim.

~Pesindende bu filmi koyunca "noluyo yaaaa" oldum :)

Filmi seyretmeye basladigimda gecen konusmalar bende bir Dejavu yasatti. ^Yoksa yine mi bilmem kacincisi cekilmis film kiraladik acaba diye dusundum. ^Sonra, 3 Turk kadinin oldugu kac film varki dedim, ^sonra belki illede bir ulke olsun bu seferde degisik bir ulke olsun diye mi Turk sectiler dedim, ^acaba ben baska ne seyrettim ki buna cok benzeyen dedim, ^daha da sonra kitap olabilecegi aklima gelerek kapagin arkasina tekrar bakinca bu kis okudugum kitabi hatirladigimi anladim. Jean Christophe Grange adli yazarin kitabiydi. Yazarin 4 kitabini da pespese okudugum icin konulari birbirne karistirip tamamini hatirlamakta zorlandim.
Tas Meclisi : Bu kitap sonuna kadar iyi suruklemisti ama sonu cok bir fantastik bittigi icin beni hayal kirikigina ugratmisti.
Leyleklerin Ucusu : Ilk baslari fazla agir gitmisti ama sonra oyku okudukca enteresan bir hale gelmisti.
Kizil Nehirler : Kitabi okuduktan kisa bir sure sonra filminin oldugunu kesfedip hemen kiralamistim. Acikcasi roman'da aldigim keyfi alamamistim. Bazi seyleri cok gereksiz uzattiklarini bazilarinida fazla kestiklerini farkedince keyifli olmamisti filmi seyretmek.
Kurtlar Imparatorlugu: Asagida anlattim.
Siyah Kan : Kitpalari odunc aldigim arkadasta sadece yukaridaki 4'lu oldugu icin bunu okuyamadim.

Turkler ve Turkiye ile ilgili olunca heycanlanmistim. Bunu hemen yazmaliyim diye dusunmustum. Resimler icin arama yapinca ogrendim ki ben cok gec kalmisim. Meger Mayis 2005'de Turkiye'de gosterilmis bile. Ama belki hala seyretmemis olanlar vardir dusuncesiyle sizlere iletmeyi bir borc bildim. ^Biraz fazla uzatmislar filmi bence. ^Sonlara dogruda yonetmen goruntu olayina kendini fazla kaptirmis kendini gibi geldi. O kadar karanliklasti ki sahneler, kim kime ne yapiyor onu anlamak zor oldu. ^Biraz Istanbul Ortakoy ve Kapadokya havasi almak iyi geldi. Orada ki goruntulerde Asmali Konak hissi verdigi icin tadi tamagimda kaldi.

Film ve kitap elestirilerinin bir kismini okudum. Turkleri ve Turkiye'yi kotu gostermisler, abartmislar gibi yazanlar olmus. Bende ilk basta Fransiz filmi diye onyargili yaklasip kimbilir ne atip tutacaklar diye dusunmedim degil. Bende bazen sinir oluyorum boyle seylere ama sanki hic yokmus, hic olmazmis gibi davranmamizda tuhaf degil mi? Hadi illa boyle seyler olmaz, boyle insanlarimiz hic yok diyelim, niye cok aliniyoruz ki?

Neredeyse her milletle, her ulkeyle, her din ve her meslek ile ilgili filmler var. Polislerle dalga gecilen, surekli Ruslarla ajan gibi gosterilip dunyayi yonetmeye calisiyor gibi gosterilen, kotuluklerle, seytanlarla ugrasan kiliseli ve papazli filmler, askerlerin ve ulke yonetiminin acayip baskilarini gosteren Asya ulkelerine ait filmler, illede salakmis gibi gosterilen Hintliler, sapik ogretmenli filmler, cok konusan Brezilyalilar, mafya Italyanlar ve Meksikalilar, Las Vegas'da donen oyunlar, kendine evlenecek es bulamayan Yahudiler, California'nin Barbie ve KEn gorunumundeki Beverly Hills ve Hollywood tipleri, Almanlar ve pornolar..., hep yakisikli ve genc doktorlar, cok disiplinli asker kamplari, deveden inmeyen Misirlilar ve daha bir suru ornek.

Yani tum Almanlar porno yildizi diye mi dusunuyoruz, polisler hep olay anina en son mu geliyor, sadece hiristiyanlara mi seytan bulasiyor, butun bokscular 3. round'dan sonra yenip, futbolcular hep son dakika goluyle mi sampiyon oluyor? Tum uzakdogudaki insanlar karetemi yapiyor? Matrix'de mi yasiyoruz? Peki herseye inaniyorsak uzaylilar niye hala gelmedi ve Amerika tum dunyayi kurtarmadi? Erkekler neden cocuk dogurmadi, annenizle veya babanizla yer degistirmediniz, neden kopeginiz siz, siz kopek olmadiniz, neden dev gibi karincalar yok? Neden bir savas filminde tarafsiz olamiyor ve mesela savasi kaybeden Japonya yerine onlarla savasan film kahramanlari veya ulke gibi kendimiz savasi kazanmis gibi oluyoruz? Vampirler ve kurtadamlar nerede? Neden Ring'deki kiz hala televizyondan cikip beni oldurmedi? Neden El Sokagi kabuslarimda Fredy Kruger yok? (Oysa ben pek severim kendisini) Superman, Batman gibi kahramalar niye yok? Rambo veya Jackie Chan tek baslarina koca bir orduyu yenince vay be diyoruz da, Cuneyt Arkin yapinca abarti oluyor? Kara Kit'i Cem Yilmaz'a ne zaman sattilar, neden hollywood asklari gercek hayatta yok, neden cok kalabalik ailelerde cocuklar hep yaramaz olur, neden dunyaya hep bir goktasi duserken veya dogal afet ve felaket olurken Amerika kurtariyor, neden hep korku filmleri hep gece ve islak oluyor, neden seri katiller hep cok akilli oluyor? Hatta ve hatta neden dizilerde oynayan oyunculari karakterleri ile ozlestirip gercek hayatlarinda da oyle davranmalarini bekleyen insanlarimiz var?

Yine cok uzattim. Benim liste uzayip gider boyle. En iyisi ben uzayip gidiyim bir an once :)

2 Yorum:

ibeking said...

walla sorularını ben de cevaplayamyıcağım ama haftasonu bizde s. ile nasıl oluyoda her filmde mutlaka msevilikle ilgili bişiler oluyo diyoduk...bak dikkat et hepsinde illa ki var...

nilly said...

Evet arkadasim. Ozellikle ailecek seyredilebilen komedilerde cok oluyor.