Tuesday, February 13, 2007

Gezdim, Seyretim, Okudum

Sonunda kendimizi oyalayacak ve cok ozledigimiz oyunu buldum. Mall'daki oyun dukkani %50 indirim yapinca iceri girip bakayim demistim. Aslinda uzun zamandir almak istedigimiz oyun TABU'ydu ama ingilizcesini alsak mi almasak mi, yoksa kendimiz kelimeler mi hazirlasak diye dusunup duruyorduk. Tabu'yu bulamadim ama gozume carpan o tanidik sekilleri gorunce hemen o rafa dogru gittim. Rummikup yani bildigimiz OKEY. Bu Israil versiyonuymus.


Oyun tahtasi yerine iki bacak takip diklestirdiginiz plastik bir versiyonu yapmislar. Sonucta okey'mi okey! Ertesi aksam kizlardan biri bizdeydi, hazir cayimizida demlemistik ve hemen 2 tur oynadik. Ondan sonra henuz dortlu oynayamadigimiz icin tadi damagimda kaldi.

Ertesi gun, ki bu gecen Pazar gunu oluyor, havanin guzelligini firsat bilip kendimizi disari attik hemen demek isterdim ama diyemiyorum cunku okey'den sonra bir arkadastan odunc aldigimiz filmlerden ikisini pespese seyrettigimizden dolayi (Babam ve Oglum, Beyza'nin Kadinlari) gec yattik ve ertesi gun kalkigimizda saat 1:30'du. Kahvalti, yok yok, brunch yaptigimizda saat 2:30 olmustu bile. Kardesim patatesli omlet yaparak bizi mutlu etmisti. Yeme, icme faslindan sonra rehavetti, internetti, hava cok guzel hadi hadilerle disari cikisimiz aksami buldu. Lake Oswego denen yere gittik. Ben orada bir yerde ders aliyordum daha once ve pek sevimli buluyordum.

Biz bi 20 dakikalik mesafede. Etrafinda guzel evler olan, yanindan tren yolu gecen ve golu olan kucuk bir semt. Kucuk mucuk ama Portland zenginlerinin ikamet ettikleri bolge diye bilinir. Gittigimizde havanin durumu su asagida gordugunuz resimlerde gordugunuz uzere kararmaya baslamisti. Buyuk bir bolumu evlerin arkasindan da olsa golun etrafinda bir tur attik evlere baka baka. Kendimi Beykoz civarinda hissetmistim orada yururken. Golde ikiserli ucerli ordek suruleri yuzuyorlar ve kiyiya kadar yaklasiyorlardi. Yakin planda cekmistim ama hareket halinde olduklarindan guzel cikmamis.
Bu hafta ise yine her zaman gittigimiz semte gittik. Masallah havalar bir hafta kadar iyi gitti. Havalar guzelken burasi guzel oluyor. Yemek yiyecek mekan aramak icin biraz yuruduk. Yemegimizi yedikten sonra bilardo oynamaya gittik. Simdi bizim kizlarin su hikayesini anlatmadan gecemeyecegim. Bizim G. ve E. ile ikiserli grup yapip oynuyoruz bilardoyu. Ikiside biz bilmiyoruz, iyk miyk deselerde acemi sanslariyla olmadik topar sokup hepimizi sasirtiyorlar.

Biz boyle bilardo oynamaya basladigimiz ilk gunlerde bu ikisi pratik yapmaya gitmisler. Beyaz topu surekli iceri atmalar, siyahi sokmalar, sonra ckarip onunla devam etmeler, bir yerine iki istakayla atislar yapmalar falan filan diye sacmalarlarken milletin dikkatini cekmisler. Bir tanesi sormus siz nasil oynuyorsunuz diye bunlarda bilmiyoruz da sacmaliyoruz yerine, biz Rus'us, Rus bilardosu oynuyoruz demisler. O gun bugundur her tuhaf atisimizda biz kendimizi rus bilardosu oynuyoruz diyerek kandiriyoruz.
Kardesimin ise en buyuk olayi surekli beyaz topu sokmasi. Artik aliskanlik oldu, bizde cok guluyoruz saskinligina. Dun acilis yaparken hic bir top girmedi bir tek beyaz top girdi. Heh dedik, beyaz senin oldu. Ay adam nerdeye her atista beyazida iceri soktu. Geberdik gulmekten. Bende iki kere yanlislikla siyahi sokma gafletinde bulunarak iki kere oyun verdim. Rus Bilardosu caniiiimmmmm.
G.yi eve biraktiktiktan sonra biz sinemaya gittik. 'Because I said so...' nun saati uyunca ona girdik. Serra'cim, senin postunda okumustumda az bucuk ne oldugunu biliyordum. Tabi sinemeya gidilince napilir. Butter soslu Misir ve kola ikilisine basvurulur. Ama burdakilerin boyutlari essek kadar. Medium kolaya bir litrelik diyebiliriz. Misir ise bir kucuk yer kovasi boyutundaydi. Ya da 4 tane cocuk kovasinin toplami filan mi desem futbol sahasi benzetmeleri dusunerek. Kasadaki kizla dalga gectik biz bunu 3 filmde ancak bitiririz diye, kiz dedi ki refill yapabilirsiniz, hem kolayi hem misiri. Biz nasil yani olduk. Biz bunu zor bitiricez diyoruz sen bitirince tekrar doldurabilirsiniz diyosun??? Dalga gece gece yerimize oturduk 'ahahaha, bitermi bu beeaaa, hangi insan evladi bunu bitirirkune'...Ve biz onlari bir filmde bitirdik! Demek ki bitiyormus. Ama bize hep tabaginda yemek birakma diye ogretmedi mi buyuklerimiz... Resimde arkadasimin el ebatlarina gore baktiginizda anlayabilirsiniz ne kadar buyuk olduklarini.
Bugun isten 3'de ciktigimda disaridaki havayi gorunce disarida oturup kahve icemeden ben girmem iceri diyerek solugu hemen yakinlardaki Starbucks'da aldim. Ama orada bos bos oturmak olmaz, hemde okudugum kitabin son sayfalarindayim dusuncesiyle yanindaki Barnes&Nobel'e (Trdeki D&R benzeri) girip kitap bakindim. Ben polisiye-gerilim tarzlarini begenirim ve bir solukta okurum. Lisa Gardner adli yazarin 'Gone' adli kitabi Oregon'da gecince hemen almistim. O bittiginde James Petterson'un 'Honeymoon''unu okudum ve daha onceki kitaplari olan '1st to Die' ve '2nd Change''i da son gaz okudum. Hani su elinizden birakmak istemediginiz kitaplardan. Polisler olaylari cozerken siznde kafanizda turlu sonuclar urettigiklerinizden. 2nd Change'in son birkac sayfasi kaldigindan '3rd Degree' ve '4th of July'i almayi dusunuyordum ama bunlari ararken asagidaki kitapla karsilasinca fikrim degisti ve onu aldim. Eger Turkce versiyonlar varsave polisiye seviyorsaniz tavsiye ederim.
Turkiye'de Harem'le ilgili kitaplar ciktiginda ben birini bitiriyor digerini aliyordum. Boylece Osmanli donemi ile ilgili seyleri hikayeler araciligiyla ogrenmek hosuma gidiyordu. Okuldaki ic bunaltici tarih kitaplari yerine boyle hikayelestirilmis seylerle tarih ogrenseydik bence herkes herseyi daha guzel ogrenir ve en onemlisi ezberlediklerimizi unutmak yerine ogrendiklerimizi hatirlardik.

Jenny White Boston universitesinde Antropoloji Profesoruymus ve Turkiye, Orta Dogu ile ilgili kultur, kimlik, yasayisla ilgili kurslar veriyormus. Kitabi bitirince ben bir review olayina da girerim artik :) Bu arada Orhan Pamuk'un kitaplarida raflardaki yerini aldi. Nobel odulu almadan oncede bir iki tane gormustum ama simdi daha gorunur yerlerde ve iki-uc kitabiyla birlikte yerini almis bulunmakta. Keske, diger yazarlarimizda Nobel odulu almaya gerek olmadan yerlerini bu raflarda alabilseler.

Aklima birsey daha geldi onuda yazmadan gitmeyeyim. Bizim Amerikali bir ogrencimiz vardi. Ozel ders alirdi ara sira. Halen gorusurum kendisiyle. Maillerine bir iki satir Turkce yazar. Bundan 2-3 ay kadar once bir mail atmisti. Sonunda da
Kosmam lazim,
V.
diye imzasini atmis. Ingilizce dusunerek Turkcelestirmis. Acelem var kaciyorum deriz ya biz. Onlar 'I gott run' filan derler. Iste onun gibi bir sey yapmaya calismis. Noktayi koyucam bir turlu koyaiyorum da o yuzden aklima geldi.
Hadi ben kactim, kostum, gittim, bye, cav vesaire vesaire.

9 Yorum:

Serra said...

ooo buLmu$sunuz okeyi de, daha ne oLsun? ;p
beyza`nin kadinLari`nda cok kan var mi? ya tek ba$ima izLemek iStemiorum cok tirSagim ben bu konuda. E ablam da kanli filmler izliemio nolcak bimiorum. Artik arkLari bize cairip bi sinema geceSi yapmak Lazim snrm :D
Manzara cok guseLmi$ bu arada, bizim goLu gorSen bi de.. karLa kapLi :)
Neyse canim kendine cok ii bak, benim ko$mam Lazim ;PpPp
ba byE :)

~Serra

p.S. fiLmi begendiniz mi bari? :)

Anne ve Bebisi said...

Süper bi hafta sonu olmuş:)
Burda Türk Okeyi var ama Rus bilardosu yok:) Oldukça zekiymiş arkadaşların,tebrik ederim:)

O tarz kitapları ben de severim ama hamileliğim sırasında okumak içimden gelmiyor nedense. Daha pembe&beyaz şeyler okumaya başladım hehe:)

Popcorn ve kola olayı burda da aynı. Popcornu iki kişi hiç bir zaman bitiremiyoruz ama içecekler tamamdır:P

Koşmam lazım, A&B
:P

zeyno said...

Ben her seferinde mısırı yiyemem bu kadarını diye alır, son tanesine kadar yerim, müthüş bir lezzet, yediriyor işte kendini sizdeki gibi:))

Tarihi bence de bu tür kitaplardan öğrenseydik çok daha hatırda kalır ve etkileyici olurdu...

Yazarken aklım mısırda devam edemeyeceğim, gidip yapsam şimdi, kocca bir kase.....

eho said...

dolu dolu bır haftasonu olmus.bende severım polisiye romanları okumayı..manzaralarda cok hpos tabı bıe izmirde hiç kar goremeyoruz tane tane ınıyor oda yere gelene kadar yok

ibeking said...

amerikadayken barnes and noble'a deli olmuştum

şu amerikalıların kovada tavuk mısır yemeleri hayli enteresan gelir bana

eskiden ne kadar çok okey oynardık di miiii??

Anonymous said...

Nillycik,sana tam 3 tane mail attım,ama cevap vermedin,neden?
Oysa ben senden gelen mailleri alıyorum.Hatta bugün sevgililer gününe evet diyeceğim mailini bile aldım :P
ama senden cevap alamadım,hani sen bana karvisit hazırlamıştın ya,anladın sen onu he?
Bi el cevap lütfen yahu

nilly said...

Serraci, 3. ve 4. lazim ablanida gel hemen :) Beyza'nin kadinlarinda cok kan yok. Kansiz bir iki goruntu var am cok feci degil. Birkac karakterli bir kadinin hikayisiyle gosterilen seri cinayetlerle ilgili. Begendim mi, eh, cok karanlik cekim yapmislar. Yani bazen e olayi ne oyuncularin yuzunu goruyorsun. Ben gormek istiyorum ya, abartmasinlar su karanlik detaylari. Bizde kar kalkali coook oldu. Artik bir daha ki kisa goruruz herhale yenisini. hadi sen bir kos gel :)

Anne ve Bebisi, aslinda bu iki haftanin bilestirilmis hali oldu. Rus bilardosu gibisi yok. Her hatada basvurulabilecek bir olay yani :)

Kitap olarak sana 3 hamile ve bir bebegini kaybetmis kadinin bir araya gelip hamilelik ve sonrasi hakkinda okudugum kitabi onrecektim ama kitab yaklasik 2 aydir arabada unuttugumdan adini yazamadim. aklia gelirse sana yazarim onu. O kadar popcorndan sonra bende sana katilip kosayim :)

Zeyno, ben ordaykend boyleydim. Asmali Konak baslicak, misirsiz olmaz, yok bilmem ne baslicak, hooop misir. Annemler 'cok lazim zaten' diyerek vagecireye calissalarda yok vazgecmedim. Burdaki kotu yani birde eritlmis yag dokebiiyorsun ustune, iste o fena bisey.

Kitap serilerimde Misr maceralarimda vardi. Kendimi mumya arayicisi olarak bile hissettim yani :)

Guccuk bir kase yap sen en iyisi :)

Ehocum, bende oranin gunesini ozledim. Mesela simdi Gumuldur-Ozdere'de olsaydim. O portakal agacli motelde ailemle cocuklugumdak tatilimi yapsaydim. Hic konusamadigim halde Alman bir arkadsim olsa ve ona tavlayi ogretmeye calissaydim...

Ibekingim, kiz sen niiii zaman geldin buralara. yaw benim niye herseydn en son haberim oluyor yaa. Barnes and Nobel'de kac kere Turkce parca calarken duydum da killarim diken diken oldu.

Okey, pis yedili(hatirliyorsan kurallari bir yaziver bana ben unuttum, burdakileri kafalarim belki), tavla, blof, essek... ne ck egleniyorduk yaa.

Sayin hamili yakinim, ben seni anlamaz olurmuyum :) Ben senin maillerini hakikatten almadim.Hic birini hemde. Junk box'i da surekli kontrol ederim ben. Mal box'imda dolu degil. Sen en son sevgililer gunu ile ilgili olani aldin di mi? Iste o adresi daha cok kullaniyorum ben. Yahoo'yu pek kullaniyorum. Tekrar atinca buraya yaz ki gelmediyse yine baska bi caresine bakalim. Optum.

Anonymous said...

amanin amanin her ayritiyi da yazmisin bea...hey masallah .. yuru be kocum.. *cok bilmis gigi*

Anonymous said...

bide adres diyorum istiyorum diyorum..kime souyluyorum...9840928538273827 kere oldu...tuy diyorum bitti diyorum..dilimde diyorum.....aaaaaaaaaa